Πέμπτη 30 Νοεμβρίου 2017

ΠΕΡΙ ΤΟΥ ΤΕΡΑΤΟΣ ΔΙΗΓΗΣΗΣ - Η ΠΑΡΑΚΜΙΑΚΗ ΚΑΙ ΠΡΟΣΒΛΗΤΙΚΗ ΓΙΑ ΤΗ ΧΩΡΑ ΕΠΙΧΕΙΡΗΣΗ ΕΙΝΑΙ ΕΞΩΠΟΛΙΤΙΚΗ



Η παρακμιακή και προσβλητική για τη χώρα διαδικασία των 9-10 δεν ανήκει στην πολιτική σφαίρα. Είναι εξωπολιτική. Αυτό λέει ο ορθός λόγος και η επιστήμη. Επειδή αυτή η εξωπολιτική επιχείρηση, το τοξικό υποπροϊόν επιδιώχθηκε να καλυφθεί, να σκηνοθετηθεί ώστε να έχει και επιστημονικό περιτύλιγμα πρέπει να πω απλά: ο κ. Αλεβιζάτος δεν έχει σχέση με την επιστήμη και την πολιτική σφαίρα. Στην προσεχή νέα έκδοση του « ΑΠΟ ΤΟ ΠΑΣΟΚ ΣΤΟ ΚΚΚΑΣΟΡ Ο ΕΚΦΥΛΙΣΜΟΣ ΕΝΟΣ ΙΣΤΟΡΙΚΟΥ ΕΓΧΕΙΡΗΜΑΤΟΣ» πρέπει να συνεχίσω την ανάλυσή μου για την τερατογονία. Για το γερασμένο πια πριν την εξαφάνισή του τέρας.
    Όταν το 2009 έπρεπε να επιλέξω το εξώφυλλο του βιβλίου, είδα μπροστά μου μία μορφή τέρατος σε αρχαίο κλασικό αγγείο. Αυτό έβαλα τελικά.

Τρίτη 28 Νοεμβρίου 2017

ΕΠΕΝΔΥΣΗ ΣΤΗ ΒΑΡΒΑΡΑ



Για να τους μάθουμε και να μάθουμε τι σημαίνει ανάπτυξη

    Η επένδυσή μας – εκδηλώσεις, δρώμενα – την 4η Δεκεμβρίου 2017 την γιορτή της Αγίας Βαρβάρας θα επικεντρωθεί στην περιοχή της Θράκης και της θρακικής διασποράς. Αλεξανδρούπολη, Βόρειος Έβρος, Ξάνθη, Δράμα, Κιλκίς, Θεσσαλονίκη.
    Τον Δεκέμβριο του 2018 η Επένδυση – το Δίκτυο θα επεκταθεί στην Κρήτη, την Μεσσηνία, την Αχαΐα, την Εύβοια.
    Τελικά οι αριστοκρατικές ομάδες τρώνε Βαρβάρα. Οι κατώτερες ομάδες, οι επαρχιώτες, οι κακοί χωριάτες, τρώνε κόρν-φλέικς. Η Ναόμι, η συγγραφέας τους/τις ονομάζει διαφορετικά. Αλλά εμείς ας παραμείνουμε ευγενείς.
Μιχάλης Χαραλαμπίδης  

 * για το Βαρβάρα και Ανάπτυξη στο «ΝΕΑ ΑΝΑΠΤΥΞΙΑΚΗ ΠΑΙΔΕΙΑ Η Ανάκτηση του
     Ελληνικού Τρόπου»

Τρίτη 21 Νοεμβρίου 2017

KANADA HÜKÜMETİNDEN PONTOSLU RUMLARA SAYGISIZLIK




Tamer Çilingir
11 Kasım 2017’de Kanada’da yapılan 35. Kanada Helen Kongresi’nin konusu Makedonya idi. Konuşmacılardan biri de  siyasetçi, PASOK eski Merkez komite üyesi, sosyolog Pontoslu Rum/Helen Mihalis Haralambidis idi. Ancak Mihalis Haralambidis’in Kanada’ya girmesine izin verilmedi.
On yıl önce yine Mihalis Haralambidis’in Amerika’da bir Pontos Helen Konferansı için konuşmacı olarak Amerika’ya girişi engellenmişti.
Haralambidis, Yunanistan Parlamentosunda Pontos Rum Soykırımının tanımlanması için 1990’lı yılların başında büyük bir mücadele yürütmüştü. 1994 yılında Haralambidis’in öncülüğünde yürütülen bu mücadele sonucu Yunanistan Parlamentosu Pontos Rum Soykırımı’nı tanımıştı.
Amerika’yı anladık da peki Kanada’nın bu anti demokratik tavrının sebebi nedir?
Türkiye’nin son yıllarda özellikle Pontos Rum Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü yaklaşırken Avrupa ve Amerika’da yürüttüğü kampanya, soykırımın inkarı üzerine kuruludur. Batıda, Pontos Rum Soykırımı’nın dile getiren tarihçiler, araştırmacılar ‘düşman’ ilan edilirken çeşitli çıkar ilişkileri kullanılarak bu insanlar üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılmakta, kongre ve konferanslara katılımları bir biçimiyle engellenmektedir.
Biz (bugünkü Pontos topraklarında/Karadeniz’de doğup büyüyenler) soykırımın tanınması için mücadele eden Pontoslu Rumlar da hem Türkiye’de hem Avrupa’da yoğun bir baskı altındayız.
Sesimizin kesilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti her yolu denemektedir.
Anlaşılan odur ki, yüz yıldır soykırımlarla, katliamlarla, işkence ve baskılarla ayakta duran bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kanada’nın bu tavrında rol sahibidir.
Haralambidis, Pontos Rum/Helen kimliğinin yanı sıra, insan hakları savunucusu bir kimliği de sahiptir ve Türkiye’deki anti demokratik uygulamalara dair de söz söyleyen birisidir.
Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeminli düşman ilan ettiği Haralambidis’e Kanada’ya giriş yasağı koyan Kanada hükümeti kimin yanındadır?
Kanada hükümetini rahatsız eden nedir?
Pontoslu Rumlardan, Pontos Rum Soykırımının teşhirinden mi rahatsızdır Kanada hükümeti?
Kanada bu tavrı ile karanlığın yüz yıllık temsilcileri ile aynı safta yer almıştır.
Ve tarih bunu da kaydedecektir, yüz yıl önce tüm dünyanın gözü önünde 353 bin Pontoslu Rum/Helen soykırımına uğrarken, ortak olanları, sessiz kalanları kaydettiği gibi Kanada’yı da kaydedecektir.
Ama biz çok iyi biliyoruz ki, bugünün dünyasında, dün olduğu gibi devletler arasındaki çıkarlar belirleyicidir. Bu devletlerin ağzından yapılan ‘Demokrasi’, ‘İnsan Hakları’, ‘Adalet’ söylemleri kocaman birer yalandır.
Pontoslu Rumlar yüz yıl öncesinde olduğu gibi bugün de yalnızdır. Kendine güvenmek, kendi gücüyle mücadele etmekten başka çare yoktur Pontoslu Rumlar açısından.